Aforizmalar
Etiket Fiyatı : 84.00 TL
İş Kültür İnternet Sitesi Fiyatı
54.60 TL
Açıklama
Aforizmalar
Koslu Hippokrates (MÖ 460-370): Tıbbı batıl inançların gölgesinden kurtarıp akli temellere dayalı bir sanata dönüştürmüş, böylece “tıbbın babası” olarak tarihe geçmeyi başarmıştır. Ortaya koyduğu anlayış zaman içinde değişik toplum ve kültürlerce benimsenmiş, hatta Galenos (MS 2. yy.) aracılığıyla Batı ve İslam ortaçağlarına aktarılarak çağdaş bilimin temellerinin atıldığı 18. yüzyıla değin etkisini sürdürmüştür. Kendisine atfedilen Hippokrates Külliyatı adlı derleme, insanın vücut yapısından hastalıkların nedenlerine, hatta uygulamada gözetilecek teknik kurallar ile ahlaki düsturlara kadar pek çok konuya değinen yaklaşık altmış metinden oluşmakta ve tıp konusunda antikçağdan günümüze ulaşan derli toplu en temel kaynak olma niteliğini taşımaktadır. Bu derlemenin gözbebeği sayılan, yüzyıllar boyu hekimlerin ellerinden düşürmediği Aforizmalar ise tıp tarihinde çığır açan Hippokrates’in tıp anlayışına aralanan bir kapıdır.
Eyüp Çoraklı (1982): İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Latin Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı’nda araştırma görevlisidir. Uzun yıllar çeşitli yayınevlerinde çevirmen ve editör olarak çalışmış, başta Platon’un Symposion (Şölen) diyaloğu olmak üzere pek çok eseri özgün dilinden çevirerek Türkçeye kazandırmıştır.
Sunuş
ἰητρὸς γὰρ ἀνὴρ πολλῶν ἀντάξιος ἄλλων
Çok kişiye bedeldir tek bir hekim.
(Homeros, İlyada, 11.514)
Daha yaşarken adı efsanelere karışmış, çeşitli hastalıklara deva bulmasıyla nam salmış, nereye çağrılsa varıp oraya gitmiş, gittiği her yere şifa götürmüş, şifalı ellerinin erişemediği yerlereyse mektupları ve öğütleriyle yetişmeye çalışmış, ünü dalga dalga yayılıp yüzyılların sisli karanlığı içinden süzülerek bugünlere gelmiş Asklepiosoğlu Hippokrates’in, akli temellere dayalı hekimliğin (tekhnē iatrikē) kurucusu, dolayısıyla “tıbbın babası” sayılan o meşhur Koslu hekimin yaşamının köşe bucağını aydınlatacak kesin ifadeler ne yazık ki yok elimizde. Çünkü yaşamına dair bilgiler, onu o engin şöhretinin ardında belli belirsiz bir kişiliğe bürüyerek ancak dağınık kırıntılar hâlinde ulaşabilmiş günümüze; tıpkı Yunan edebiyatının öncüsü Homeros veya gizemli öğretileriyle felsefeye derin bir soluk aldıran Samoslu Pythagoras
gibi. Genç çağdaşı Platon’dan ve kendisi de hekim bir babanın oğlu olan Aristoteles’ten öğreniyoruz onun ne derece önemli tarihî bir kişilik olduğunu.1 Kendisine atfedilen külliyatın satır aralarından, titiz incelemelere tabi tutulan sahte yahut kurmaca mektuplarından, İÖ 5. yüzyılın sonlarında oğlu Thessalos’un Kos ile Atina arasında yaşanan ihtilaf nedeniyle Atina meclisinde verdiği söylenen, özgünlüğü tartışmalı bir söylevden (Presbeutikos) çıkarıyoruz yaşamının köşe taşlarını; özellikle de İS 1 ila 2. yüzyıllarda yaşamış Ephesoslu hekim Soranos’a ait olup Hippokrates Külliyatı’na (Corpus Hippocraticum) ilişkin el yazmaları ile en eski edisyonların girişinde yer aldığından muteber bir kaynak sayılan Hippokrates’in Yaşamı (Vita Hippocratis) adlı kısa metinden…