Ayrılık Sevdaya Dahil
Etiket Fiyatı : 200.00 TL
İş Kültür İnternet Sitesi Fiyatı
130.00 TL
Açıklama
Ayrılık Sevdaya Dahil
Mevsimlik sevdaların unutulmuş kızları, tasaları gizli cam güzeli
kızlar, Sansaryan Han’da sorgulananlar, kullanılmış yüzlerini
aynalara bırakan muhbirler, derinlemesine yalnız tutuklular,
mağlup sarhoşlar, parmak uçlarından yıldızlar damlayan adamlar…
Attilâ İlhan birbirinden sahici insanlarıyla kent resimleri çiziyor bize. Tanıyoruz o insanları; kimi ben, kimi sen, kimi o…
Bizler…
Attilâ İlhan (1925-2005) Menemen’de doğdu. Lisede bir kız arkadaşına yazdığı Nâzım Hikmet şiirleriyle yakalanıp 16 yaşında tutuklandı ve okuldan uzaklaştırıldı.
1944’e kadar okuma hakkı elinden alındı. İstanbul’da Işık Lisesi’nde eğitimini tamamlayıp İstanbul Hukuk Fakültesi’ne kaydoldu. Yığın ve Gün gibi dergilerde şiirleri yayımlandı. 1948’de ilk şiir kitabı Duvar yayımlandı. 1949’da, Nâzım Hikmet’i kurtarma hareketine katılmak üzere ilk kez Paris’e gitti. Bu harekette aktif rol oynadı. Fransız toplumu ve orada bulunduğu çevreye ilişkin gözlemleri daha sonraki eserlerinde yer alan birçok karakter ve olaya temel oluşturmuştur. Türkiye’ye dönünce yine izlenmeye başladı. Sansaryan Han’daki sorgulamalar ölüm, tehlike, gerilim temalarının işlendiği eserlerinde önemli rol oynamıştır. 1951’de Gerçek gazetesindeki yazısından dolayı kovuşturmaya uğrayınca tekrar Paris’e gitti. Fransa’daki bu dönem Attilâ İlhan’ın Fransızcayı ve Marksizmi öğrendiği yıllardır. 1953’te Vatan gazetesinde sinema eleştirileri yazmaya başladı. On beşe yakın senaryoya Ali Kaptanoğlu adıyla imza attı. Demokrat İzmir gazetesinin başyazarlığını ve genel yayın yönetmenliğini yürüttü. Aynı yıllarda Yasak Sevişmek ve Aynanın İçindekiler serisinden Bıçağın Ucu yayınlandı. 1973’te Ankara’ya taşındı. Sırtlan Payı ve Yaraya Tuz Basmak’ı Ankara’da yazdı. 1981’den sonra İstanbul’da yaşayan Attilâ İlhan gazetecilik serüvenine Milliyet, Gelişim Yayınları ve Cumhuriyet’te devam etti.
Türkiye’nin en üretken yazarlarından olan İlhan’ın genç yaşlarında başladığı düşünme ve yazma serüveni ölümsüzlüğe göçene kadar sürdü.