Bana Sen Söyle
Açıklama
Bana Sen Söyle
Bana Sen Söyle, birbirini izleyen beklenmedik ölümlerin, şaşkınlık ve aldırmazlıkların, yeni üzüntülerin, gizli hesapların, umutsuz tasarıların, küçük yanılgıların ve derin pişmanlıkların her şeye rağmen süren hayatı nasıl doldurduğunu anlatıyor. Necati Tosuner’in Yalnızlıktan Devren Kiralık’ta anlatmaya başladığı hayat hikâyeleri Bana Sen Söyle’de devam ediyor. Ama birbirini izleyen bu iki kitap, trajik bir hadiseyle birbirine bağlandığı gibi, aynı nedenle birbirinden ayrılan iki yaşam kesitini ele alıyor ve böylelikle birbirinden bağımsız iki roman niteliğini de taşıyor.
Dalyan’da, akşam iyice ilerlemişti ve sanki onlardan başka pek kimse de kalmamıştı. Az daha beklerlerse, güneş iyice batmış olacaktı. Uzaklarda bir gemi, çok yavaştan yavaştan uzaklara gidiyordu. Bakınca gidiyordu. Denizden hafif bir esinti geliyordu, ve sanki günün sıcağını unutturmak istiyordu. Ortalık sessizdi. Kıyıdan ayrılan, mavisi solmuş bir teknenin biraz “patapat” etmesi sessizliği bozdu. Ama gücü yetmedi onu yok etmeye, –iki martı oradan oraya uçtu, yeniden egemen kılındı sessizlik.
Böyle olmasa bile, denize bakmak, bunları düşünmeye yetiyordu.
Şunu da düşünmeye yetiyordu: Peki, şimdi ne olacaktı?..