Batı Felsefesinde Oryantalizm ve Türk İmgesi
Açıklama
Batı Felsefesinde Oryantalizm ve Türk İmgesi
Avrupa/Batı, özellikle Aydınlanma (18. yüzyıl) ile birlikte bilim ve teknoloji alanlarında gerçekleştirdiği büyük atılımlar sonucu, Asya’ya/Doğu’ya karşı belirgin bir üstünlük sağlar. Söz konusu üstünlük, Avrupa’nın, Doğu’yu, öncelikle Kuzey Afrika’yı sömürgeleştirme sürecine koşut olarak belirginleşir.
Böylece, Aydınlanma, bir yandan bilim, akıl ve bireyin özgürleşmesi ve özerkleşmesine ortam hazırlayarak, sadece Avrupa’nın değil, tüm insanlığın gelişmesine kalıcı bir katkı yapar. Öbür yandan Batı’nın Doğu’yu sömürgeleştirmesine yol açar.
Söz konusu durum, Batı’nın Doğu’yu kendi yaşam tarzı ve çıkarları açısından oluşturması veya kurgulamasına ortam hazırlar. Batı, Doğu’nun nasıl olması gerektiğini belirleme ve Doğu’yu temsil etme hakkını kendinde görmeye başlar ve böylece oryantalizm ortaya çıkar.
Oryantalizm, Avrupa felsefesinde “Doğu yazgıcılığı”, “Muhammedanizm” ve “Avrupalı akıl üstündür” sözleriyle özetlenebilecek bir anlayışın ve sömürgeciliğin meşrulaştırma girişiminin bir türevidir..
Prof. Dr. Onur Bilge Kula bu kitapta oryantalizmin ve Türk(iye) imgesinin siyasal, tarihsel ve kültürel arka-alanını oluşturan Leibniz, Voltaire, Kant, Herder, Hegel, Marx, Engels ve Nietzsche’nin yapıtlarını incelemiştir.
Önsöz
Avrupa veya Batı, özellikle Aydınlanma (18. yüzyıl) ile birlikte bilim ve teknoloji alanlarında gerçekleştirdiği büyük atılımlar sonucu, Asya’ya ve Doğu’ya karşı söz konusu alanlarda belirgin bir üstünlük sağlamıştır.
Bu bilimsel ve/veya teknolojik üstünlük, Avrupa veya Batı’nın, Doğu’yu, öncelikle Kuzey Afrika’yı sömürgeleştirme sürecine koşut olarak ortaya çıkmıştır…