Çocukluk
Etiket Fiyatı : 70.00 TL
İş Kültür İnternet Sitesi Fiyatı
52.50 TL
Açıklama
Çocukluk
Lev Nikolayeviç Tolstoy (1828-1910): Anna Karenina, Savaş ve Barış, Diriliş’in büyük yazarı, yaşamının son otuz yılında kendini insan, aile, din, devlet, toplum, özgürlük, boyun eğme, başkaldırma, sanat ve estetik konularında kuramsal çalışmalara da verdi. Bu dönemde yazdığı roman ve öykülerinde yıllarca üzerinde düşündüğü insanlık sorunlarını edebi bir kurguyla ele aldı. Tolstoy’un yarı otobiyografik denebilecek üçlemesinin ilk kitabı olan Çocukluk, ilk kez 1852 yılında Sovremennik dergisinde yayımlandı. Sade kurgusu, samimi, çarpıcı anlatımıyla okurlar arasında olduğu kadar dönemin edebiyatçıları arasında da büyük ilgi gördü. Çocukluk, dünyanın en büyük yazarlarından birinin doğuşunu müjdeleyen ilk eserdir, üçlemenin diğer kitapları İlkgençlik ve Gençlik de Hasan Âli Yücel Klasikler Dizisi’nde yayımlanmıştır.
Ayşe Hacıhasanoğlu (1952): DTCF Rus Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdi. Bir süre SSCB Büyükelçiliği Basın Bürosu’nda çevirmen olarak çalıştı. Edebiyat ve sosyal bilimler alanında çeviriler yaptı. Dostoyevski, Tolstoy, Gorki, Bagirov eserlerini Türkçeye kazandırdığı yazarlar arasında yer almaktadır.
I. Bölüm
Öğretmen Karl İvanoviç
Karl İvanoviç, on yaşımı doldurduğum ve harika hediyeler aldığım doğum günümden tam üç gün sonra, 12 Ağustos 18.. günü sabahın yedisinde, bir sopanın ucuna kalın şeker kâğıdı takılarak yapılmış sinek raketini tepemdeki bir sineğe vurarak beni uyandırmıştı. Bunu öyle beceriksizce yapmıştı ki, meşe yatak başının üzerinde asılı duran melek tasvirimi yerinden oynatmış, sinek ölüsü doğruca kafama düşmüştü. Battaniyenin altından burnumu çıkartmış, sallanmaya devam eden tasviri elimle durdurmuş, ölü sineği yere atmış ve uykulu, ama öfkeli gözlerle Karl İvanoviç’e bakmıştım. O, sırtında alacalı pamuklu kumaştan sabahlığı, belinde aynı kumaştan kuşağı, başında püsküllü, kırmızı örgü takkesi, ayaklarında keçi derisinden yumuşak çizmeleriyle duvar diplerinde dolaşmaya, nişan almaya, raketi indirmeye devam ediyordu. “Hadi,” diye düşünüyordum, “hadi ben küçüğüm, ama niye beni rahatsız ediyor? Sinekleri neden Volodya’nın yatağının yanında avlamıyor? Baksana ne kadar çoklar! Yo, Volodya benden büyük, bense herkesten küçüğüm, bu yüzden bana eziyet ediyor. Hayatının tek düşüncesi sanki benim canımı sıkacak şeyler yapmak,” diye homurdandım. “Beni uyandırdığını ve korkuttuğunu gayet iyi biliyor, ama fark etmemiş gibi yapıyor… Ne iğrenç adam! Sabahlığı da, takkesi de, püskülü de ne iğrenç!
…