Cumhuriyet Döneminin İktisadi Tarihi (1923-1950)
Açıklama
Cumhuriyet Döneminin İktisadi Tarihi (1923-1950)
Yahya Sezai Tezel, Türkiye’nin iktisadi tarihini belli başlı olgular üzerinden inceleyerek yorumladığı klasikleşmiş eserini, altıncı baskısı için yeniden gözden geçirdi. Türkiye’nin 1923-1950 arasındaki iktisadi büyümesi ve gelişmesinin temel sayısal göstergelerini ekonomimizin bugün ulaştığı ölçeklerle karşılaştırılabilir hale getirerek bazı temel tablolara son yılların verilerini ekledi.
“Türkiye ekonomisinin hem ölçeği hem de yapısı son 40 yılda çarpıcı bir şekilde değişti. Bu önerme olgusal bir tespittir. İdeolojik bir onaylama ya da yerme değildir. Bu dönüşümün idraki bu kitabın doğru okunması ve değerlendirilmesi açısından önem taşımaktadır. 1950’de Türkiye’de 24 bin, 1965’te 84 bin üniversite ve yüksekokul öğrencisi vardı. Bugün bu sayı 5 milyonu aşmıştır. 1950 Türkiye’si, erkeklerin askere gidip gelmesi dışında, insanların büyük bir kısmının doğdukları yerde yaşadığı ve öldüğü fakir bir köylü ekonomisinin Türkiye’siydi. İnsanlar enerji ihtiyaçlarının büyük bir bölümünü odun, fındıkkabuğu, tezek gibi geleneksel ve yerel kaynaklarla karşılıyorlardı. 1950-2013 arasında Türkiye’de nüfus 3,7 kat ama elektrik enerjisi tüketimi 387 kat arttı. Bugün milyonlarca Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yabancı ülkelerde oraların yerleşiği olarak yaşıyor. Yılda 30 milyona yakın yabancı insan turist olarak Türkiye’ye geliyor. Ve maalesef ülkemizde 2015 itibarı ile çevremizdeki içsavaşlardan kaçıp bize sığınan milyonlarca mülteci var.
Bu kitabı yeniden yayına hazırlarken, dönemi doğru anlamanın, Türkiye’de hâlâ siyasi meselelerimizi çözmemizi, daha doğrusu çözemememizi etkileyen dünya tasarımları arası savaş’ta barışa gidecek yolu bulmamız için hâlâ ne kadar önemli olduğunu hissettim. Hem de 1923-1950 Türkiye’sinde ekonominin ölçeği ve yapısının bugünkü Türkiye ekonomisinin iktisadi sistem ve iktisat politikası tartışmalarının ne kadar gerisinde kalması gerektiğini idrak ettim. Ünlü bir siyaset insanımızın dediği gibi ‘dün dündü, bugün bugündür'”.