Doğa ve İktidar
Açıklama
Doğa ve İktidar
Bir Çevre Tarihi
İnsanlığın çevre sorunlarıyla mücadelesinin tarihi, sanıldığı gibi yeni değil, binlerce yıllıktır ve insani pratiklerin çevre açısından sürdürülebilir olup olmaması tarihi şekillendiren en temel unsurlardan biridir. Değişen insan-doğa ilişkisini dünya tarihini anlama çabasında merkeze koyan bu kitap, kapsamlı bir dünya çevre tarihidir; ekolojik krizlere insanların nasıl cevap vermeye çalıştıklarını, bunların devlet iktidarı ve maddi menfaatlerle ilgili meselelere nasıl bağlandığını ele almaktadır.
Türkçede önemli bir açığı kapatacağını umut ettiğimiz bu seçkin tarih çalışması 2009 yılında World History Association ödülüne layık görülmüştür.
Joachim Radkau, (d.1943) Almanya Bielefeld Üniversitesi’nde tarih profesörüdür. Max Weber ve Thomas Mann üzerine biyografi çalışmaları da olan Radkau’nun diğer önemli eserlerinden bazıları şunlardır: Technik in Deutschland. Vom 18. Jahrhundert bis zur Gegenwart (1989), Das Zeitalter der Nervosität. Deutschland zwischen
Bismarck und Hitler (1998)
İÇİNDEKİLER
Almanca Baskıya Önsöz
İngilizce Baskıya Önsöz
Türkçe Baskıya Önsöz
I
Çevre Tarihi Üstüne Düşünüş
II
Geçim Ekolojisi ve Örtük Bilgi:
İnsanlar İle Doğanın Kadim Simbiyozu
III
Su, Ormanlar ve İktidar
IV
Çevre Tarihinde Bir Dönüm Noktası Olarak Sömürgecilik
V
Doğanın Sınırlarında
VI
Küreselleşme Labirent,nde
Epilog: Çevre Tarihinin Siyasette Gerekçe Olarak Kullanılışı
Notlar
Dizin
Çevre tarihi, her ne kadar çevre hareketinden filizlenmiş olsa da, tarih ve doğayı bütünleştirme rüyası tarihçileri çok uzun zamandır, ta Herodotos’tan beri cecp ediyordu. Tarih fikri, daha ortaya çıktığında bile, kültür ile doğa arasında bir ilintiyi içeriyordu: Tarih yazmak, bir kültürü gelişmesi sırasında kavramak anlamına geliyordu, doğadaki büyüme ve çürüme süreçlerinin sahneye çıkışı da tam bu noktada idi. Reinhart Koselleck, 19. yüzyıl tarih yazımında “biyolojik doğalcılığın daha o dönemde çok yaygın olduğunu” gözlemişti. Tarih ve doğanın yeniden birleştirilmesi fikri, antik zamanlardan bu yana, tarih yazımında var olan derin bir akışa erişim sağlar.
Bununla birlikte, tarih yazımının doğa ile ilintisinin üstünde, geçmişin ağır yükü bulunur. Toplumlara ve kültürlere atfedilen doğal, organik unsur çoğunlukla günümüz ideolojilerinin bir ürünüydü…