Dünyanın Durumu 2010 – Kültürleri Dönüştürmek / Tüketicilikten Sürdürülebilirliğe
Açıklama
Dünyanın Durumu 2010 – Kültürleri Dönüştürmek / Tüketicilikten Sürdürülebilirliğe
Bütün insanlar Amerikalılar kadar tüketse, dünyanın kaynaklarının kaldırabileceği insan sayısı en fazla 1,4 milyar. Herkes o kadar tüketmiyor ama yine de şu anki nüfus ve tüketim durumu göz önüne alındığında ortaya çıkan çarpıcı bir olgu var: İnsanoğlu, dünyanın kaynaklarının yüzde 30 fazlasını kullanıyor.
Üstelik bu oran giderek artıyor çünkü günümüzde geçerli olan egemenliğini giderek artıran kültürel paradigma, tüketicilik: Hemen bütün ülkelerin ve tek tek insanların en büyük özlemi Amerikalılar kadar tüketmek. Günümüzün zihniyeti ve küresel ekonomik düzen, insanları buna yönlendiriyor. Ülkelerin esenlik düzeyi bile üretim, dolayısıyla tüketim rakamlarıyla ilgili bir ölçüt olan “gayrisafi milli hasıla” ile ölçülüyor.
Oysa dünyanın, insanları besleyip barındıramayacak ölçüde tükeneceği günlere hızla yaklaşıyoruz. İnsanoğlu tüketiciliğin ve tüketim kültürünün etkisinden sıyrılıp dünyaya dost bir yaşam biçimi geliştirmedikçe bu felaketi sadece geciktirebilir, önleyemez.
İnsanlık, ancak sürdürülebilirlik odaklı bir kültüre yönlenirse, yani ülkelerin esenlik düzeyi “gayrisafi milli hasıla” yerine “gayrisafi milli mutluluk” ölçütüyle ölçülmeye başlarsa bu felaketi engelleyebilir, hatta dünyanın kendini onarmasına bile katkıda bulunabilir.
Tanınmış çevre kuruluşu Worldwatch Enstitüsü’nün 2010 yılı için hazırladığı Dünyanın Durumu başlıklı rapordan oluşan bu kitap, insanlığın kültürüne yön veren kurumlar (eğitim, medya, iş dünyası, devlet, gelenekler ve toplumsal hareketler) üzerine yoğunlaşarak tüketim zihniyetinden sürdürülebilirlik zihniyetine nasıl geçilebileceğini anlatıyor.