Gençlik – Ciltli
Etiket Fiyatı : 300.00 TL
İş Kültür İnternet Sitesi Fiyatı
195.00 TL
Açıklama
Gençlik – Ciltli
Lev Nikolayeviç Tolstoy (1828-1910): Anna Karenina, Savaş ve Barış, Diriliş’in büyük yazarı, yaşamının son otuz yılında kendini insan, aile, din, devlet, toplum, özgürlük, boyun eğme, başkaldırma, sanat ve estetik konularında kuramsal çalışmalara da verdi. Bu dönemde yazdığı roman ve öykülerinde yıllarca üzerinde düşündüğü insanlık sorunlarını edebi bir kurguyla ele aldı. Tolstoy’un yarı otobiyografik denebilecek üçlemesinin (Çocukluk, İlkgençlik, Gençlik) son kitabı olan Gençlik, ilk kez 1857 yılında Sovremennik dergisinde yayımlandı. Tolstoy son kitapta kahramanının üniversiteyle, farklı bir sosyal çevreyle, aşkla tanışmasını, gittikçe genişleyen ufkunu, ilk iki kitaptaki gibi son derece samimi, etkili bir dille anlatır. Gençlik, Tolstoy’u çağdaşlarından ayıran gözlem gücünün ve artık yazarın alâmetifarikası haline gelen sade, çarpıcı üslubunun öne çıktığı ilk eserlerden biridir.
Ayşe Hacıhasanoğlu (1952): DTCF Rus Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdi. Bir süre SSCB Büyükelçiliği Basın Bürosu’nda çevirmen olarak çalıştı. Edebiyat ve sosyal bilimler alanında çeviriler yaptı. Dostoyevski, Tolstoy, Gorki, Bagirov eserlerini Türkçeye kazandırdığı yazarlar arasında yer almaktadır.
I. Bölüm
Neyi Gençliğin Başlangıcı Olarak Görüyorum?
Dmitriy’le dostluğumun benim için yaşam üzerine, yaşamın amacı ve yaşamla ilgili görüşler üzerine yeni bir bakış açısı ortaya koyduğunu söylemiştim. Bu bakış açısının özü, insanın görevinin ahlaki yetkinleşme isteği, bu yetkinleşmenin gerçekleşmesinin de gayet mümkün, kolay ve ebedî olduğuna inançtı. Ancak ben hâlâ bu inançtan kaynaklanan yeni düşünceleri yalnızca keşfetmekten, gelecekteki ahlaki faaliyetimle ilgili parlak planlar kurmaktan zevk alıyordum ve yaşamım yine incir çekirdeğini doldurmaz, karmakarışık, boş işlerle geçiyordu.
Bazen kendi kendime fısıltıyla büyüleyici Mitya diye adlandırdığım ve taparcasına sevdiğim dostum Dmitriy’le sohbetlerimizde ele aldığımız erdemli düşünceler henüz duygularımın değil, yalnızca aklımın hoşuna gidiyordu…