Geriye Bakış 2000’den 1887’ye

Açıklama

Geriye Bakış 2000’den 1887’ye

Geriye Bakış 2000’den 1887’ye

Uykusuzluk sorunu çeken Julian West, 1887 yılında Boston’da hipnotik bir uykuya yatar ve 2000 yılında uyanır. Birleşik Devletler, her şeyin yepyeni bir devlet düzeniyle yönetildiği, demokratik ve eşit bir toplum haline gelmiştir. Edward Bellamy’nin Geriye Bakış’ı, okuyucuyu kapitalizmin hükmündeki 19. yüzyılın sonlarından alıp 21. yüzyılın sosyalist idealine götürür. Geriye Bakış birçok yönden 19. yüzyıla has romantik bir ütopyadır; başka bir açıdan da anlatıcı ve zaman yolcusu Julian West ile onun 21. yüzyıl rehberi ve akıl hocası Dr. Leete arasındaki konuşmaların ışığında, insanlığı bekleyen olasılıkların karmaşık bir incelemesidir. Bellamy, okuyucuya 19. yüzyılın ortalarından sonlarına kadar yaşanan toplumsal sorunlar ve sıkıntılar hakkında bilgi verir; aynı zamanda milenyum için de ütopik bir vizyon sunar. Dr. Leete’in ve ailesinin anlattıklarında Bellamy’nin 2000 yılının siyasi ve ekonomik koşullarına ilişkin ayrıntılı tahayyülleri gizlidir.

EDWARD BELLAMY (1850-1898): Massachusetts, Chicopee Falls’ta Baptist bir rahibin oğlu olarak dünyaya gelen Bellamy hukuk okudu, 1871’de baroya kabul edildi, ancak kısa süre sonra gazeteciliğe yöneldi; Springfield Union’da yardımcı editörlük, New York Evening Post’ta başyazarlık yaptı. Yazdığı ilk makale ve hikâyeler, geleneksel Amerikan tutum ve davranışlarını dolaylı olarak eleştiriyordu. 1888’de yayımlanan Geriye Bakış bir milyondan fazla kopyasattı ve ekonomik krizin pençesindeki halka hitap etti. Yazdıkları çeşitli siyasi oluşumlara ve onun ideallerini savunan ulusalcı bir partinin kurulmasına ilham verdi, kendisi de bu siyasi görüşleri desteklemek üzere The New Nation (1891) adlı dergiyi kurdu. 1897’de Geriye Bakış’ın devamı olan Equality (Eşitlik) adlı eseri yayımlandı

YAZARIN ÖNSÖZÜ
Shawmut Üniversitesi Tarih Bölümü,
Boston, 26 Aralık 2000
Yirminci yüzyılın kapanış yılında bizler gibi yaşayan, ziyadesiyle yalın ve makul olduğu için salt sağduyunun zaferi olarak görülen bu toplumsal düzenin nimetlerinden her an faydalanan ve eğitimlerinde tarihsel konuların ağırlık taşımadığı kimselerin, toplumun şu anki bütünlüklü düzeninin aslında bir yüzyıldan eskiye dayanmadığını fark etmeleri kuşkusuz ki zordur…