İstanbul’da İşgal Yılları
Açıklama
İstanbul’da İşgal Yılları
15 Mayıs günü Yunanlılar İzmir’e asker çıkarmış. Bu, o gün öğleden sonra dedikodu kabilinden söylenmeye başladı. 16 Mayıs tarihli gazetelerde bunun doğruluğu ortaya çıktı…
Dedikodular sürüp gidiyor: Yunanlıların asker çıkarması üzerine İzmir’de büyük bir ihtilâl çıktığı, bizden 600 kadar ölü olduğu, bu miktardan fazla da Yunanlı öldüğü ve bu harekete 300 kadar kadının da katıldığı söyleniyor…
İki günden beri Yunanlıların Karadeniz kıyılarında bazı yerlere asker çıkaracağı söyleniyor. Düşmanın bu hareketleri karşısında İstanbul’da kollarım bağlı durmak, ne can sıkıcı durum. İlk imkânı bulunca o tarafa geçmeye kararlıyım…
Eylülün yedisi oldu. Bir haftadır sonsuz bir sevincin saadeti içindeyiz. Bütün endişe ve sıkıntıyı unuttuk. Hastalık, parasızlık, ıstırap, düşmanlık, gelecek endişesi, her şey, her şey unutuldu. Yalnız Anadolu Zaferi ve Yunan yenilgisi…
İsmail Hakkı Sunata’nın Birinci Dünya Savaşı sırasında cephede tuttuğu günlükler, Gelibolu’dan Kafkaslara adıyla bu dizide okuyucuyla buluşmuştu. Hukuk eğitiminin ikinci yılında silah altına alınarak önce Çanakkale’ye, sonra da Doğu Cephesi’ne yollanan Mülazım-ı Sani Hakkı Efendi cephede dehşetle yoğrulmuş halde süren hayatı hem sıcağı sıcağına, hem de sade ve ustalıklı bir üslupla yazıya dökmüştü. Mondros Mütarekesi’yle terhis edilerek evine dönen İsmail Hakkı Efendi, bu kez İstanbul’da işgal yıllarını o kıvrak kalemiyle anlatıyor. Anılar, bu dönemi az rastlanır bir bakış açısıyla gözler önüne seriyor: Bir yanda giderek ivme kazanan Milli Mücadele, diğer yanda sonu kestirilemeyen işgalle günden güne eriyip giden Osmanlı Devleti. Hepsinin ortasında da, işgal altındaki kadim başkentte, Anadolu ve Avrupa’dan gelen bir yığın siyasi dedikodunun arasında, hem evini geçindirmeye hem de ülkesinin geleceğini görmeye çalışan aydın bir genç…