Öteki
Etiket Fiyatı : 60.00 TL
İş Kültür İnternet Sitesi Fiyatı
39.00 TL
Açıklama
Öteki
Fyodor Mihayloviç Dostoyevski (1821-1881): İlk romanı İnsancıklar 1846’da yayımlandı. Ünlü eleştirmen V. Byelinski bu eser üzerine Dostoyevski’den geleceğin büyük yazarı olarak söz etti. Ancak daha sonra yayımlanan eserleri o dönemde fazla ilgi görmedi. Yazar 1849’da I. Nikolay’ın baskıcı rejimine muhalif Petraşevski grubunun üyesi olduğu gerekçesiyle tutuklandı. Kurşuna dizilmek üzereyken cezası sürgün ve zorunlu askerliğe çevrildi. Cezasını tamamlayıp Sibirya’dan döndükten sonra Petersburg’da Vremya dergisini çıkarmaya başladı. Dostoyevski, 1846 yılında yayımlanan Öteki adlı eserinde kişilik bölünmesini, parçalanmış bilincin kurduğu ürkütücü ve tehlikeli dünyayı konu edinmiştir.
Tansu Akgün (1977): İstanbul Üniversitesi Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi. Rusça ve İngilizceden çeviriler yapan Tansu Akgün, Maksim Gorki ve Anton Çehov’dan tiyatro oyunları, F. M. Dostoyevski’den romanlar ve Jacob Abbott’tan biyografiler çevirdi. Çevirileri arasında, L. N. Tolstoy’un Hasan Âli Yücel Klasikler Dizisi’nde yayımlanan Savaş ve Barış romanı da bulunmaktadır.
Kitaptan;
I. Bölüm
9. dereceden memur Yakov Petroviç Golyadkin, uzun bir uykudan saat sabah sekize doğru uyandı, esnedi, gerindi ve sonunda gözlerini tamamen açtı. Uyanıp uyanmadığından, çevresinde gerçekten neyin olup bittiğinden ya da neyin gerçek olduğundan –ya da her şeyin gördüğü karışık düşlerin bir devamı mı olduğundan– tam emin olamıyormuş gibi iki dakika yatağında yattı. Yine de Bay Golyadkin’in duyuları kısa sürede her günkü, alışıldık izlenimlerini yavaş yavaş ayrımsamaya başladı. Küçük odasının kirli yeşil, isli, tozlu duvarları, maun bir konsol, konsolun çevresindeki sandalyeler, kırmızı boyalı bir masa, yeşil çiçek desenli kırmızı muşamba kaplı Türk işi bir sedir ve dün aceleyle çıkarıp tortop halde sedirin üzerine attığı giysileri gözüne gayet tanıdık geldi. Ve son olarak loş penceresinden kızgın ve ekşi bir suratla kendisine bakan gri, sisli, kirli sonbahar günü, Bay Golyadkin’in bir masal ülkesinde değil, başkent Peterburg’da, Şestilavoçnoy
Sokağı’nda, büyük sıra binalardan birinin dördüncü katındaki dairesinde olduğundan kesinlikle emin olmasını sağladı. Bu önemli keşfi yapan Bay Golyadkin, uyandığına pişman olmuş ve gördüğü rüyaya tekrar dönmek istermiş gibi gözlerini hemen yeniden kapattı. Ama bir dakika içinde, muhtemelen o ana kadar düzene girmemiş, dağınık düşüncelerinin etrafında döndüğü fikri nihayet sabitlediği için yatağından fırladı. Yataktan kalkar kalkmaz konsolun üzerindeki küçük, yuvarlak aynaya koştu.
…