Putların Alacakaranlığı
Etiket Fiyatı : 84.00 TL
İş Kültür İnternet Sitesi Fiyatı
63.00 TL
Açıklama
Putların Alacakaranlığı
Friedrich Wilhelm Nietzsche (1844-1900): Geleneksel din, ahlak ve felsefe anlayışlarını kendine özgü yoğun ve çarpıcı bir dille eleştiren en etkili çağdaş felsefecilerdendir. Bonn Üniversitesi’nde teoloji okumaya başlayan Nietzsche daha sonra filolojiye yöneldi. Leipzig Üniversitesi’nde öğrenimini sürdürdü, henüz öğrenci iken Basel Üniversitesi filoloji profesörlüğüne aday gösterildi. 1869’da sınav ve tez koşulu aranmadan, yalnızca yazılarına dayanarak doktor unvanı verilen Nietzsche profesörlüğü sırasında klasik filoloji çalışmalarından uzaklaştı ve felsefeyle uğraşmaya başladı. Tragedyanın Doğuşu, Zamana Aykırı Bakışlar, İnsanca Pek İnsanca, Tan Kızıllığı, Şen Bilim, Böyle Söyledi Zerdüşt, İyinin ve Kötünün Ötesinde, Ahlakın Soykütüğü, Ecce Homo, Wagner Olayı, Dionysos Dithyrambosları, Putların Alacakaranlığı, Antichrist, Nietzsche Wagner’e Karşı başlıca büyük eserleri arasında yer almaktadır.
Mustafa Tüzel (1959): Bir süre İsviçre’de yaşadı, fabrikalarda çalıştı ve çıraklık eğitimi gördü. İTÜ Elektrik Fakültesi’nde okudu. İÜ Basın Yayın Yüksek Okulu Radyo TV Bölümü’nden mezun oldu. 1994 yılında Avrupa Çevirmenler Kollegyumu’nun (Straelen – Almanya) konuğu oldu. 20 yıldır sürdürdüğü çeviri uğraşında Thomas Bernhard, Friedrich Dürrenmatt, Martin Walser, Zafer
Şenocak, Monika Maron gibi edebiyatçıların, Arthur Schopenhauer, Friedrich Nietzsche, Jürgen Habermas, Max Horkheimer, Peter Sloterdijk, Christoph Türcke gibi düşünürlerin eserlerini Türkçeye kazandırdı.
Putların Alacakaranlığı Önsöz
Karanlık ve ölçülerin üzerinde sorumluluk gerektiren bir davanın ortasında neşesini korumak, hiç de azımsanmayacak bir meziyettir: üstelik, neşeden daha gerekli ne vardır? Delice neşeden payını almamış hiçbir şey başarıya ulaşamaz. Ancak güç fazlasıdır, gücün kanıtı — T ü m d e ğ e r l e r i n b i r y e n i d e n d e ğ e r l e n d i r i l i ş i , bu soru işareti öyle kara öyle devasadır ki, gölge salar, onu koyanın üstüne — böyle bir görev yazısı zorlar her an, günefle koşmaya, çok ağırlaşmış bir ciddiyeti üstünden silkip atmaya. Her yol mubahtır bunun için, her “vaka” bir mutluluk vakasıdır. Özellikle de savaş. Savaş her zaman büyük akıllığıydı çok manevileşmiş çok derinleşmiş tinlerin; yaralanmada bile iyileştirici bir güç varır hâlâ. Kaynağını, bilginlerin merakından sakladığım bir söz, çoktandır sloganım olmuştu:
Increscunt animi, virescit volnere virtus.1
Duruma göre daha çok tercih ettiğim bir başka iyileşme de, putları yoklamaktır . . .
Gerçekliklerden fazla put var dünyada: budur benim “kötü bakışım” bu dünyaya, benim “kötü k u l a ğ ı m ” dır aynı zamanda… Burada bir kez ç e k i ç l e sorular sormak ve belki, yanıt olarak o ünlü içi boş sesi dinlemek, o şişkin barsaklardan geleni — nasıl da çekicidir bu, kulaklarının ardında da kulakları olan biri için — tam da sessiz kalmak isteyenin, karşısında yüksek sesli olması gerektiği, eski bir psikolog ve fareli köyün kavalcısı olan benim için…Bu yazı da — başlığı ele veriyor ya — her şeyden önce bir dinlenme, bir güneş lekesi, bir psikologun tembelliğine kaçmaktır. Belki yeni bir savaştır da? Yeni putlar da yoklanacak mı?.. Bu küçük yazı bir büyük savaş ilanıdır; putları yoklamaya gelince, burada bir diyapozonla dokunur gibi çekiçle dokunulacak olanlar, bu defa çağın putları değil ezeli putlardır, — bunlardan daha eski, daha ikna olunmuş, daha şişirilmiş putlar yoktur kesinlikle… Yoktur, daha içi boş olanları da… Kendilerine en çok inanılmış putlar olmalarını engellemez bu durum; üstelik, en seçkin örnekte bile, kesinlikle put denilmez onlara…
Torino, 30 Eylül 1888,
Tüm Değerlerin Yeniden Değerlendirilişi’nin
ilk kitabının bittiği gün.
FRIEDRICH NIETZSCHE