Zincire Vurulmuş Prometheus
Etiket Fiyatı : 52.00 TL
İş Kültür İnternet Sitesi Fiyatı
39.00 TL
Açıklama
Zincire Vurulmuş Prometheus
Aiskhylos (MÖ 525?-456): Eski Yunan’ın en önemli tragedya yazarlarındandır. Mitolojik konuların hemen hemen hepsini eserlerinde işlemiştir. Yazdığı 90 tragedyadan sadece 7 tanesi günümüze kalmıştır. Aiskhylos özellikle adaletin gerekliliği üzerinde durmuş, eserlerinin çoğunda hak meselesini konunun ağırlık merkezine yerleştirmiştir. Zincire Vurulmuş Prometheus’da da farklı kuşaklardan tanrılar arasındaki anlaşmazlığı ele almıştır. Tragedyanın kahramanı Olympos tanrılarına başkaldıran titan Prometheus ateşi tanrılardan çalmış ve insanlara vermiş, tanrıların kurmuş olduğu düzene karşı geldiği için zincire vurulmuştur. Aiskhylos bu tragedyasında akıl gücünün kaba kuvvete üstünlüğünü, akla ve özgür düşünceye verilmesi gereken önemi vurgulamıştır.
Azra Erhat (1915-1982): Hasan Âli Yücel’in kurduğu Tercüme Bürosu’nun en önemli çevirmenlerinden ve Mavi Uygarlık hareketinin en etkin üyelerinden biridir. Ortaklaşa yaptığı Homeros ve Hesiodos çevirilerinin yanı sıra, dilimize telif bir Mitoloji Sözlüğü de kazandırmıştır.
Sabahattin Eyüboğlu (1909-1973); Tercüme Bürosu’nda görev aldı. İÜ Edebiyat Fakültesi’nde Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde öğretim üyesi olarak çalıştı. Köy Enstitülerinde dersler verdi. Yazdığı pek çok kitabın yanı sıra Shakespeare, Montaigne, Platon, Hayyam gibi pek çok önemli yazar ve düşünürün eserlerini çevirdi.
Önsöz den,
Zincire Vurulmuş Prometheus başlığıyla Türkçeye çevirdiğimiz tragedyanın Yunanca adı Prometheus desmotes, yani Bağlanmış Prometheus’tur. Aiskhylos, Prometheus konusunu üç tragedyada işlemiştir. Zincire Vurulmuş Prometheus bu üçlüğün birinci ve elimize geçen tek piyesidir. Öbür ikisi yitirilmiş, yalnız adları kalmıştır: Birinin Kurtulmuş Prometheus, öbürünün Ateş Taşıyan Prometheus olduğu bir oyun listesinde yazılıdır.
Prometheus’un ne yıl oynandığı da bilinmez. Tragedyanın biçimini ve dilini inceleyen bilginler onun Persler’den sonra ve Orestia üçlüğünden önce, yani İÖ 472 ile 458 yılları arasında yazıldığını ileri sürerler. Bu oyunda yalnız tanrıların ve tanrısal kişilerin rol aldığına dikkati çekenler de vardır. Oysa Prometheus’un asıl konusu insan, oynanan dram da insanlığın dramıdır. İnsan dostu, tanrı düşmanı Prometheus, Aiskhylos’tan bu yana, en çok da bizim çağımızda insanı özü özelliğiyle temsil eden bir kahraman olarak benimsenmektedir. İnsan nedir? İnsan olmaya ne zaman başladı? diye soruldu mu, günümüzün düşünürleri hep bir ağızdan ve sözleşmiş gibi: İnsan başkaldıran yaratıktır derler. İnsan doğanın ya da geleneğin kurulu düzenine karşı ayaklandığı an insan olmuştur, insanlığını da hep yeni baştan başkaldırdıkça sürdürebilir derler. Bu görüşü biz öylesine benimsedik ki, bin yılların alacalı bulacalı pılı pırtılar gibi sırtımıza giydirdiği gelenek ve görenek süslerini atıyoruz üstümüzden, kulak vermez olduk dinlerin, inançların ister tanrıdan, ister insandan gelme avutucu ninnilerine. Umuda karşı da ayaklandık: Bugün ve bu dünyada yaşamak istiyoruz. Ötelerin ve yarınların aldatıcı çekiciliğine kapılmakla nerelere sürüklenebileceğimizi denedik, biliyoruz artık. Ne pahasına olursa olsun insanlığımızı gerçekleştirelim diyoruz. Tek ülkümüz insan olmak. Bu ülkü uğruna göze almayacağımız çaba, katlanamayacağımız cefa yoktur. Bu ülkünün ilk temsilcisi Prometheus’tur…